Çölyak hastalığı, hayat boyu süren bir sağlık sorunu olsa da tanı aldıktan sonra sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkündür. Özellikle kadınlar, çölyak hastalığına daha sık yakalanma eğilimindedir, ancak doğru tedavi, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu durumla baş edebilirler. Yeterli bilgi ve desteğe sahip olmak, çölyak hastaları için hayatı kolaylaştıracaktır.
Bu yazıda, kadınların çölyak hastalığı hakkında bilgi sahibi olmaları ve hastalığı yönetmek için neler yapabilecekleri konusunda faydalı bilgiler paylaşacağız.
Görülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmekte olup Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası tahmin edilmekte iken ancak yüzde 10’nuna tanı konulduğu dikkate alındığında 25 bin ile 75 bin arasında tanı almış hasta beklenmektedir.
Toplumda tanı almamış hastalar buz dağının görünmeyen kısmıdır.
Çölyak Nedir?
Çölyak hastalığı, glüten adı verilen proteinlere karşı bağışıklık sistemi tepkisidir. Glüten, buğday, arpa, çavdar ve benzeri tahılların birçok çeşidinde bulunur. Çölyak hastaları, glüten içeren yiyecekleri tükettiklerinde ince bağırsaklarında hasar oluşur ve bu da besinlerin yeterince emilmesini engeller. Bu durum, besin eksikliği ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Çölyak hastalığının belirtileri sindirim problemleri, karın ağrısı, kilo kaybı, ishal, kabızlık, yorgunluk, halsizlik, anemi, depresyon ve irritabl bağırsak sendromu gibi semptomlardır. Ancak, bazı çölyak hastaları hiçbir semptom yaşamaz ve sadece kan testleri ve bağırsak biyopsileri gibi testlerle tanı konulur.
Çölyak hastalığı, yaşam boyu süren bir durumdur ve tedavisi, glüten içeren gıdaların diyetten tamamen çıkarılmasını gerektirir. Bu, glüten içeren yiyecekleri yemeyi bırakmak, glüten içermeyen alternatifler kullanmak ve kontamine olmuş gıdalardan kaçınmak gibi hayat tarzı değişikliklerini içerir. Bu sayede, çölyak hastaları sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler ve çölyak hastalığına bağlı komplikasyonları önleyebilirler.
Çölyak Belirtileri
Çölyak hastalığı belirtileri herkes için farklılık gösterse de aşağıdakiler en sık görülen semptomlardır:
· Sindirim problemleri: İshal, kabızlık, mide ağrısı, gaz, şişkinlik ve bulantı gibi sindirim sorunları yaşanabilir.
· Kilo kaybı: Çölyak hastalığı, yeterli besinlerin emilimini engellediği için kilo kaybına neden olabilir.
· Cilt problemleri: Çölyak hastaları, dermatit herpetiformis adı verilen ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıklar gibi problemler yaşayabilirler.
· Anemi: Çölyak hastalığı, vücudun demir, folik asit ve B12 vitamini gibi önemli besinleri emmesini engellediği için anemi riski artar.
· Yorgunluk ve halsizlik: Yeterli besinleri emememek, vücutta yorgunluk ve halsizlik hissine neden olabilir.
· Kemik problemleri: Çölyak hastalığı, kalsiyum ve D vitamini emilimini etkilediği için kemik yoğunluğu azalabilir.
· Depresyon ve anksiyete: Çölyak hastalığı, duygusal durumları da etkileyebilir ve depresyon, anksiyete gibi semptomlara neden olabilir.
Çölyak hastalığının belirtileri herkes için farklı olabilir ve bazı insanlar hiçbir semptom yaşamazlar. Bu nedenle, çölyak hastalığından şüphelenen kişilerin mutlaka doktora başvurması ve gerekli testlerin yapılması önerilir.
Çölyak Teşhisi Nasıl Konulur?
Çölyak hastalığı teşhisi, genellikle bir dizi test ve muayene ile konulur. Aşağıda sıklıkla kullanılan teşhis yöntemleri yer almaktadır:
1. Kan ve dışkı testleri: Çölyak hastalığı, kan testleri ile teşhis edilebilir. Kan testleri, çölyak hastalığına neden olan gluten intoleransı antikorlarının varlığını belirlemek için yapılır.Dışkı testleri ise, dışkıda yağ tespit edilmesi durumunda çölyak hastalığı olabileceğini gösterebilir.
Gastroskopi ve biyopsi, çölyak hastalığının tanısı koymak için en kesin testlerdir. Bu testler sırasında, bir tüp ile yemek borusundan mideye ve onikiparmak bağırsağına girilir. Biyopsi, ince bir iğne yardımıyla bağırsağın içindeki küçük bir parça alınarak laboratuvar incelemesi için incelenir.
2. Biyopsi: İnce bağırsakta biyopsi yapılması, çölyak hastalığı teşhisi için altın standart olarak kabul edilir. Bu işlem, genellikle endoskopi sırasında yapılır.
3. Genetik test: Bazı durumlarda, çölyak hastalığına yatkın olan genlerin varlığını tespit etmek için genetik test yapılabilir. Ancak, bu test yalnızca çölyak hastalığına yatkın olma riskinizi ortaya koyar ve hastalığın teşhisi için tek başına yeterli değildir.
4. Gluten yüklemesi testi: Bazı durumlarda, çölyak hastalığı tanısı koymak için bir gluten yüklemesi testi yapılabilir. Bu test, gluten içeren bir diyetin ardından kan testleri ve bağırsak biyopsisi ile yapılan testlerle çölyak hastalığının teşhisini doğrulamaya yardımcı olur.
Çölyak Antikorları:
Çölyak hastalığının teşhisi için yapılan kan testlerinde ölçülen antikorlar vardır. Bu antikorlar, bağışıklık sisteminin gluten gibi yabancı maddelere karşı verdiği tepki sonucu oluşur. Çölyak hastalığında, glutene karşı özel antikorlar olan anti-transglutaminaz IgA (TTG IgA) ve anti-endomisyum antikorları (EMA) seviyeleri yüksek olabilir. Bu antikorların yüksekliği, çölyak hastalığının teşhisinde kullanılır ve gluten içeren besinlerin tüketilmesi öncesinde test yapılması önerilir. Ancak, antikor seviyelerinin düşük çıkması, çölyak hastalığı olmadığı anlamına gelmez ve bazen biyopsi gibi başka testler de gerekebilir.
Atipik Çölyak
Atipik çölyak, klasik çölyak hastalığı belirtilerinin olmaması veya hafif semptomlarla seyretmesi durumudur. Bu durum, çölyak hastalığı olanların yaklaşık %10-20'sinde görülür ve teşhis koyması daha zordur.
Atipik çölyak hastalığı belirtileri, tipik çölyak belirtileri ile benzer olabilir ancak şiddeti daha hafif veya farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bunlar arasında;
Karın ağrısı ve şişkinlik
Yorgunluk ve halsizlik
Kabızlık veya ishal
Bulantı ve kusma
Cilt döküntüleri ve kaşıntı
Eklem ağrısı
Anemi
Atipik çölyak hastalığı teşhisi koymak için, çölyak hastalığına özgü antikor testlerinin yanı sıra genetik testler, doku örnekleri ve diğer tıbbi testler de kullanılabilir. Bu nedenle, çölyak hastalığı belirtileri olsun veya olmasın, glutensiz bir diyet uygulamak isteyen kişilerin öncelikle doktorlarına başvurması ve gerekli testlerin yapılması önemlidir.
Çölyak Genetik mi?
Evet, çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır ve belirli genlerle ilişkilidir. Çölyak hastalığı, genellikle HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 olarak bilinen belirli genlerdeki değişikliklerle ilişkilidir. Bu genler, bağışıklık sisteminin gluteni tanımasına ve saldırmasına neden olabilir.
Ancak, sadece bu genlerin varlığı çölyak hastalığına yakalanma riskini artırsa da bu genlerin varlığı çölyak hastalığına kesin olarak neden olmaz. Yani, genetik yatkınlık faktörüne sahip olan kişilerin çölyak hastalığına yakalanma olasılığı artar, ancak bu kişilerde hastalığın ortaya çıkması için gluten gibi bir tetikleyici faktör de gereklidir.
Bu nedenle, çölyak hastalığı olan bir kişinin ailesinde diğer akrabalarında da çölyak hastalığı olma riski yüksektir. Ancak, bu kişilerin de hastalığa yakalanmaları için genetik yatkınlık faktörü yanı sıra gluten tüketmeleri gerekir.
Kadınlar ve Çölyak
Çölyak hastalığı herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve kadınlar, erkeklere oranla daha fazla etkilenirler.
Kadınların çölyak hastalığına yakalanma riski, erkeklere göre yaklaşık 2 kat daha yüksektir.
Çölyak hastalığı, kadınlarda bazı özel durumlarda da ortaya çıkabilir. Örneğin, gebelik sırasında çölyak hastalığı belirtileri daha da kötüleşebilir ve hamilelik komplikasyonlarına neden olabilir. Bununla birlikte, çölyak hastalığı olan kadınlar sağlıklı bir gebelik geçirebilirler, ancak bu süreçte doktorlarıyla yakından takip edilmeleri önemlidir.
Ayrıca, bazı çalışmalar kadınlarda çölyak hastalığı ile polikistik over sendromu gibi hormonal bozukluklar arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ancak, bu ilişki henüz tam olarak anlaşılamamıştır ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Özellikle, bazı araştırmalar, östrojen hormonunun çölyak hastalığına yatkınlığı artırdığını ve kadınlarda daha yüksek östrojen seviyelerinin bu nedenle çölyak hastalığına yakalanma riskini artırdığını öne sürmektedir. Östrojen hormonu, bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevini etkileyebilir ve bu da çölyak hastalığına neden olan aşırı duyarlılık tepkilerinin gelişimine katkıda bulunabilir.
Kadınlar, çölyak hastalığına yakalanma riskini azaltmak için sağlıklı bir beslenme düzeni takip etmeli ve mümkün olduğunca işlenmiş gıdalardan, gluten içeren gıdalardan ve şekerli atıştırmalıklardan kaçınmalıdırlar. Ayrıca, çölyak hastalığı belirtileri fark edildiğinde, doktora başvurarak teşhis ve tedavi için gerekli adımları atmak önemlidir.
Hamilelikte Çölyak
Hamilelikte çölyak hastalığı, anne adayları için özel bir dikkat gerektiren bir durumdur. İşte hamilelikte çölyak ile ilgili bazı önemli bilgiler:
Komplikasyon riski: Çölyak hastaları hamilelik sırasında bazı komplikasyonlarla karşılaşabilir. Bu komplikasyonlar arasında düşük doğum ağırlığı, erken doğum, gebelik diyabeti ve fetal büyüme kısıtlılığı bulunabilir. Bu nedenle, çölyak hastalarının hamilelikleri özenle takip edilmelidir.
Beslenme önemi: Çölyak hastaları için glütensiz bir diyet sürdürmek, hamilelik sırasında da önemlidir. Anne adayları, glüten tüketiminden kaçınarak sağlıklı bir hamilelik süreci geçirebilir ve bebeğin gelişimi için gerekli besinleri alabilir.
Besin eksiklikleri: Çölyak hastalığı, sindirim sisteminin glütene tepki vermesi nedeniyle besin emilimini etkileyebilir. Bu durum, hamilelik sırasında özellikle önemlidir çünkü bebeğin sağlıklı gelişimi için yeterli besin alımı gereklidir. Çölyak hastalarının doktorlarıyla beslenme planları ve takviyeler konusunda iletişim halinde olmaları önemlidir.
Glütensiz vitamin ve ilaçlar: Hamilelik sırasında doktorunuzdan onay almadan hiçbir ilaç veya vitamin takviyesi kullanmamanız önemlidir. Çölyak hastaları, glüten içeren ilaç ve takviyelerden kaçınmalı ve glütensiz seçenekleri tercih etmelidir.
Düzenli takip: Hamilelik sürecinde çölyak hastaları, hem bir kadın doğum uzmanına hem de bir gastroenteroloğa düzenli olarak gitmelidir. Bu şekilde hem hamilelik hem de çölyak hastalığı takip edilebilir ve her iki durumun da kontrol altında tutulması sağlanabilir.
Hamilelik sırasında çölyak hastalığı olan kadınlar için doğru beslenme, düzenli takip ve doktorlarla iyi iletişim büyük önem taşır. Her durumda, gebeliğin bireysel özellikleri ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak tedavi ve beslenme planı belirlenmelidir.
Bebeklerde Çölyak Belirtileri
Bebeklerde çölyak hastalığı, gluten içeren gıdaların ek gıdaya geçişle birlikte verilmesiyle ortaya çıkabilir. Bazı bebeklerde belirtiler hemen ortaya çıkarken, diğerlerinde belirtiler birkaç ay sonra görülebilir. Bebeklerde çölyak hastalığı belirtileri şunlar olabilir:
Karın ağrısı ve şişkinlik
Kusma
İştah kaybı
Yetersiz kilo alımı
İshal
Kabızlık
İrritabilite veya huzursuzluk
Deride döküntü veya kaşıntı
Bu belirtiler, çölyak hastalığı ile ilişkili olabilecek diğer sağlık sorunları ile de benzerlik gösterebilir. Bu nedenle, bebeğinizde herhangi bir şüpheli belirti durumunda bir doktora başvurmanız önemlidir.
Çölyak Benzeri Hastalıklar
Çölyak hastalığı, glutensiz bir diyetle kontrol altına alınabilen bir bağırsak hastalığıdır. Ancak bazı durumlarda, çölyak hastalığına benzer semptomlar gösteren başka bağırsak hastalıkları da olabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
A. İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS): IBS, çölyak hastalığına benzer semptomlara neden olabilir. Mide ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal gibi belirtiler IBS'in yaygın semptomlarıdır.
B. Laktoz intoleransı: Laktoz intoleransı, süt ürünlerinin sindirilmesi sırasında meydana gelen bir sindirim sorunudur. Bu durum, çölyak hastalığına benzer semptomlara neden olabilir, ancak glutene değil süt ürünlerine karşı duyarlılık söz konusudur.
C. İnflamatuar Bağırsak Hastalığı (IBD): İBD, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi bağırsaklarda iltihaplanmaya neden olan bir grup hastalığı ifade eder. Bu hastalıklar da çölyak hastalığına benzer semptomlara neden olabilir.
D. Non-Kölyak Gluten Hassasiyeti (NCGS): NCGS, çölyak hastalığına benzer semptomlara neden olan ancak çölyak hastalığından farklı olarak, bağırsakta inflamasyona neden olmayan bir durumdur.
Latent Çölyak Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Latent çölyak hastalığı, çölyak hastalığının hafif bir formudur. Bu durumda, çölyak hastalığına özgü bağırsak hasarı bulunmaz, ancak immünolojik cevap hala vardır. Bu nedenle, latent çölyak hastalığı, belirtileri hafif olan ve bağırsak hasarı olmayan bir çölyak hastalığı şekli olarak düşünülebilir.
Latent çölyak hastalığının belirtileri, çölyak hastalığındaki gibi sindirim sistemi sorunları, yorgunluk, kilo kaybı ve demir eksikliği anemisi olabilir. Ancak, belirtiler genellikle daha hafiftir ve bazı durumlarda hiçbir semptom göstermez.
Latent çölyak hastalığı, genellikle rutin bir kan testi veya başka bir tıbbi durum nedeniyle yapılan kan testi sonucunda tesadüfen keşfedilir. Tedavisi, çölyak hastalığındaki gibi, ömür boyu gluten içermeyen bir diyet uygulamakla mümkündür.
Latent çölyak hastalığı, çölyak hastalığına geçiş riskini artırabilir. Bu nedenle, düzenli olarak takip edilmesi ve belirtiler gelişirse bir doktora danışılması önemlidir.
Refrakter Çölyak Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Refrakter çölyak hastalığı (RCH), çölyak hastalarının yaklaşık %1'ini etkileyen nadir bir durumdur. Bu durumda, bir kişinin çölyak hastalığına rağmen tamamen gluten içermeyen bir diyeti takip etmesine rağmen, bağırsak hasarı düzelmeyebilir veya kötüleşebilir. RCH, çölyak hastalarının yaklaşık %10'unda görülebilir.
Refrakter çölyak hastalığının belirtileri, diğer çölyak hastalığı türleri ile benzer olabilir. Bunlar arasında karın ağrısı, ishal, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, anemi, vitamin ve mineral eksiklikleri yer alabilir. Ancak, bu belirtiler, gluten içermeyen bir diyetle düzelmeyebilir veya hatta kötüleşebilir.
Refrakter çölyak hastalığı, diğer çölyak hastalığı türlerinden farklıdır, çünkü gluten içeren bir diyetten kaçınmak ile tedavi edilemez. Bu nedenle, tedavi, immünosupresif ilaçlarla yapılan bir tedavi planı gerektirir. Bu ilaçlar, bağırsak hasarının neden olduğu inflamasyonu kontrol etmeye yardımcı olur ve bağırsakların iyileşmesine yardımcı olur. Tedavi altındaki kişiler, düzenli tıbbi takip ve beslenme desteği gerektirir.
Çölyak Cilt Tutulumu
Çölyak hastalığı, sadece sindirim sistemi ile sınırlı kalmayabilir ve cilt dahil diğer organları da etkileyebilir. Cilt tutulumu olarak adlandırılan bu durum, çölyak hastalarının yaklaşık %10 -20'sinde görülür. Cilt tutulumu, gluten alımına bağlı olarak ortaya çıkan immünolojik bir reaksiyon sonucu meydana gelir.
En sık görülen cilt tutulumu türü dermatit herpetiformis olarak bilinir.
Dermatitis Herpetiformis (DH), gluten hassasiyetine bağlı olarak ortaya çıkan kronik bir cilt hastalığıdır. Bu hastalık genellikle çölyak hastalığı olan kişilerde görülür, ancak çölyak hastalığı olmayanlarda da nadiren görülebilir.
DH'nin belirtileri genellikle ciltte yoğun kaşıntı ve yanma hissi ile başlar. Daha sonra döküntü şeklinde kabarcıklar oluşur. Bu kabarcıklar genellikle dirseklerde, dizlerde, saçlı deride ve kalçalarda görülür. Kabarcıklar, zamanla patlayarak kabuk bağlar ve iz bırakabilir.
DH'nin nedeni, gluten proteinine bağlı olan bir bağışıklık reaksiyonudur. Vücut, glutene karşı antikorlar üretir ve bu antikorlar ciltte kabarcıkların oluşmasına neden olur. DH teşhisi, bir cilt biyopsisinden sonra yapılan antikor testleriyle konulabilir.
DH tedavisi, gluten içeren yiyeceklerden kaçınmayı içerir. İlaçlar da semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Çölyak hastalığına bağlı olarak DH semptomları da tamamen ortadan kalkabilir. Ancak, gluten içeren yiyecekler tekrar tüketildiğinde, semptomlar yeniden ortaya çıkabilir.
Diğer cilt tutulumu türleri arasında, oral aftöz ülserler, alopesi areata (saç dökülmesi), vitiligo (ciltte beyaz lekeler), skleroderma (cilt sertleşmesi), liken planus (cilt döküntüleri) ve psoriazis (kızarıklık ve pullanma ile karakterize cilt hastalığı) yer alır.
Cilt tutulumu olan çölyak hastaları, gluten içeren ürünlerden uzak durmak ve doktorlarının önerileri doğrultusunda tedavi almak zorundadırlar. Ayrıca, cilt tutulumu çölyak hastalığı olan kişilerin, dermatolojik kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları önerilir.
Buğday Alerjisi Mi Çölyak Mı?
Buğday alerjisi ve çölyak hastalığı, her ikisi de buğdaya karşı oluşan bağışıklık sistemi tepkileri nedeniyle benzer semptomlara neden olabilir, ancak farklı nedenlere sahiptirler.
Buğday alerjisi, bağışıklık sisteminin buğday proteinlerine aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Alerji semptomları genellikle hemen veya birkaç saat içinde ortaya çıkar ve genellikle kaşıntı, kurdeşen, cilt döküntüleri, mide bulantısı ve kusma, ishal, burun akıntısı ve nefes darlığı gibi semptomlarla kendini gösterir.
Buğday alerjisi ve çölyak hastalığı arasındaki fark, bir alerji testi veya çölyak hastalığı testi gibi tıbbi testlerle doğrulanabilir. Bu nedenle, semptomları olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışarak doğru tanı ve tedavi planı için test yaptırmaları önerilir.
Çölyak Önlenebilir Mi?
Çölyak hastalığı, genetik yatkınlık gibi faktörlerin etkisiyle oluşan bir otoimmün hastalıktır ve şu anda tam olarak önlenebilir bir hastalık değildir. Ancak, gluten içeren yiyeceklerin diyetten çıkarılması ile semptomların ortadan kalkması ve bağırsak hasarının azaltılması mümkündür. Bu nedenle, çölyak hastalığı olan kişilerin, gluten içeren yiyecekleri tüketmemesi ve gluten içermeyen besinlere yönelmesi önerilir. Ayrıca, hastalığın erken teşhisi ve tedavisi, bağırsak hasarının ilerlemesini engelleyebilir ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir.
Çölyak hastalığına sahip olmayan kişilerde ise, çölyak hastalığının oluşumunu önleyecek spesifik bir yöntem ya da aşı yoktur. Ancak, bağırsak sağlığını korumak için sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak ve stresi azaltmak gibi genel sağlık önlemleri almak faydalı olabilir. Bununla birlikte, çölyak hastalığı olan kişilerin aksine, gluten içeren yiyeceklerin tüketilmemesi önerilmemektedir. Çünkü gluten içeren yiyecekler, sağlıklı beslenme için önemli olan bazı besin öğeleri içerirler ve bu besinlerin yetersiz alımı, sağlık sorunlarına neden olabilir.
Çölyak hastalığı, sadece glütene tepki veren bir bağışıklık reaksiyonu değildir; aynı zamanda otoimmün bir hastalıktır. Bu, bağışıklık sisteminin vücut dokularına saldırarak kendine yanlışlıkla zarar vermesi anlamına gelir.
Çölyak Tedavisi
Çölyak hastalığının tedavisi, gluten içeren besinleri diyetten tamamen çıkarmaktır. Bu, genellikle ömür boyu devam eden bir diyet değişikliği gerektirir. Gluten içeren besinler, buğday, arpa, çavdar gibi tahılların yanı sıra bu tahıllardan yapılan yiyeceklerdir. Gluten içermeyen yiyecekler tüketilebilir, örneğin pirinç, mısır, quinoa, patates, meyve, sebze ve et gibi gıdalar.
Gluten içeren yiyeceklerin tüketilmesi, bağırsak duvarında iltihaplanmaya neden olarak bağırsak hasarına yol açar ve bu da çölyak hastalığı semptomlarına neden olur. Ancak, gluten içeren yiyeceklerin tamamen diyetten çıkarılması ile semptomların hızlı bir şekilde ortadan kalkması mümkündür.
Çölyak hastaları, bir diyetisyenle çalışarak, sağlıklı besinlerle beslenmek ve gluten içermeyen yiyeceklerle yeterli besin alımını sağlamak için öğün planlaması yapmalıdır. Ayrıca, bazı çölyak hastaları, vitamin ve mineral takviyeleri almak için doktorlarına danışmalıdır.
Diyet tedavisi, çölyak hastalığının tek tedavi seçeneğidir ve bu nedenle, hastaların ömür boyu gluten içermeyen bir diyet uygulaması gerekmektedir. Dikkatli bir şekilde uygulandığında, diyet değişikliği ile çölyak hastalarının sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri mümkündür.
Çölyak hastalığı için bitkisel tedavi yöntemleri tamamen etkisiz veya hatta zararlı olabilir. Bu nedenle, çölyak hastalığı tanısı konmuş kişilerin tıbbi tedaviyi uygulaması önerilir.
Çölyak Tamamen Tedavi Edilebilir Mi?
Çölyak hastalığı, bugün için tamamen tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Hastalık, gluten içeren yiyeceklerin tamamen diyetten çıkarılması yoluyla kontrol altına alınabilir ve semptomlar ortadan kaldırılabilir. Ancak, gluten içeren yiyeceklerin yeniden tüketilmesi durumunda semptomlar tekrar ortaya çıkabilir.
Çölyak hastaları, ömür boyu gluten içermeyen bir diyet uygulamaları gerekmektedir. Bu nedenle, hastaların hayatlarının geri kalanında dikkatli bir şekilde beslenmeleri ve besin etiketlerini okumaları gerekmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda, diyetisyenler tarafından önerilen vitamin ve mineral takviyeleri alınması gerekebilir.
Bununla birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar, çölyak hastalığı tedavisinde yeni tedavi seçenekleri geliştirme çalışmalarının sürdüğünü göstermektedir. Bu tedavi seçenekleri arasında, gluten toleransını artırmayı amaçlayan immünoterapi ve aşılar yer almaktadır. Ancak, bu tedavi seçeneklerinin henüz klinik kullanıma geçmedikleri ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu unutulmamalıdır.
Çölyak Hastalığına Dair Doğru Bilinen Yanlışlar ve Gerçekler
Yanlış: Çölyak hastalığı yalnızca çocuklarda görülür.
Gerçek: Çölyak hastalığı insanların herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir, hatta yaşlılarda bile görülebilir.
Yanlış: Çölyak hastalığı yalnızca mide-bağırsak semptomlarına neden olur.
Gerçek: Çölyak hastalığı, mide-bağırsak semptomlarına ek olarak cilt, kemik, karaciğer, eklemler ve diğer organlarda da semptomlara neden olabilir.
Yanlış: Yalnızca şiddetli semptomları olan kişilerde çölyak hastalığı teşhis edilebilir.
Gerçek: Çölyak hastalığı, bazı insanlarda hafif semptomlarla ortaya çıkabilir ve semptomlar kişiden kişiye değişebilir.
Yanlış: Yalnızca buğday ürünleri çölyak hastaları için yasaktır.
Gerçek: Çölyak hastaları, buğdayın yanı sıra arpa, çavdar ve bu tahıllardan yapılmış gıdalardan da uzak durmalıdır.
Yanlış: Çölyak hastalığı sadece beslenmeyle tedavi edilebilir.
Gerçek: Çölyak hastalığının tedavisi, gluten içermeyen bir diyet uygulamakla başlar, ancak bazı durumlarda ilaç veya cerrahi müdahale gerekebilir.
Yanlış: Çölyak hastaları sadece glutensiz gıdalar tüketebilirler.
Gerçek: Çölyak hastaları, çeşitli glutensiz gıdalar tüketebilirler, ancak yine de dengeli ve besleyici bir diyet takip etmeleri önemlidir.
Yanlış: Çölyak hastalığı bulaşıcıdır.
Gerçek: Çölyak hastalığı bulaşıcı değildir ve genetik yatkınlık gibi belirli risk faktörleri ile ilişkilidir.
Bu yanlış anlaşılmaların doğru bilgilerle değiştirilmesi, çölyak hastalarının daha iyi anlaşılmasına ve desteklenmesine yardımcı olabilir.
Çölyakla Yaşam
Çölyak hastalığı olan insanlar gluten içeren yiyeceklerden tamamen kaçınarak sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler.
Gluten içeren yiyeceklerin listesi oldukça geniştir ve bu yiyeceklerin bazıları beklenmedik yerlerde bile bulunabilir. Bu nedenle, çölyak hastalarının dikkatli olması ve yiyecek etiketlerini okuması gerekmektedir. Ayrıca, restoranlarda yemek yemeden önce gluten içermeyen yiyeceklerin hazırlanıp hazırlanamayacağı hakkında bilgi almak da önemlidir.
Çölyak hastaları, gluten içermeyen besinlerle dengeli bir diyet uygulamalıdırlar. Bu besinler arasında, meyve, sebze, et, balık, süt ürünleri, bakliyatlar, pirinç, quinoa gibi tahıllar ve glütensiz ekmek, makarna, bisküvi gibi ürünler yer almaktadır. Ayrıca, bazı çölyak hastalarının, diyetlerindeki besin eksikliklerini gidermek için vitamin ve mineral takviyeleri almaları gerekebilir.
Çölyak hastalarının, hastalıklarının yönetimi konusunda bilinçli olmaları ve diyetlerine uygun şekilde beslenmeleri hayatlarının geri kalanını sağlıklı bir şekilde geçirmelerine yardımcı olacaktır.
Çölyak hastası iseniz bu gıdalardan uzak durun:
Cips, kruton, soslar, turşular, ketçap, soya sosu, hardal, salata sosları ve bazı baharatlar gibi hazır gıdaların birçoğu glüten içerir, bu nedenle bu ürünler yasaktır.
Buğday ve buğday bazlı ürünler: Ekmek, makarna, bulgur, kuskus, seitan, kepek, kahvaltılık gevrekler, unlu mamuller, çörekler, kekler, bisküviler, krakerler, kekler, pizza, hamur işleri, börekler, simitler vb.
Arpa ve arpaya benzer tahıllar: Arpa, bira, çavdar, tritikale.
Tahıl içeren ürünler: Kahvaltılık gevrekler, krakerler, cipsler, bisküviler, kekler, pastalar, soslar, çorbalar, köfteler, hamburgerler vb.
Bazı unlu ürünler: Unlu mamuller, börekler, mantılar, dumplingler, pierogiler, gnocchiler vb.
Bazı içecekler: Bira, şarap bazlı içecekler, viski vb.
Çölyak hastalarının yiyebileceği bazı yiyecekler şunlardır:
Glütensiz tahıllar: Pirinç, mısır, quinoa, amarant, yulaf (glütensiz sertifikalı).
Taze meyve ve sebzeler: Tüm meyveler ve sebzeler çölyak hastaları için uygun olup, işlenmiş meyve ve sebzelerin içerisindeki glütenle kontamine olma riski bulunabilir.
Et, balık ve baklagiller: Et, tavuk, balık, yumurta, tofu, nohut, mercimek, fasulye, bezelye vb.
Süt ve süt ürünleri: Süt, yoğurt, peynir, dondurma, pudinge vb. (glütensiz olması şartıyla).
Glütensiz alternatifler: Glütensiz ekmek, makarna, kraker, bisküvi, kek, pizza vb. özel ürünler ve glütensiz un, nişasta vb. diğer malzemeler.
Çölyak hastaları yemeklerinde glütensiz malzemeler kullanılsa bile, kontamine olma riskine karşı dikkatli olmalıdırlar. Ayrıca, glütensiz diyetin yeterli besin öğesi içerip içermediği konusunda doktor veya diyetisyenle görüşmek önemlidir.
Örnek Çölyak Diyeti
Çölyak hastaları için diyet, glüten içermeyen yiyeceklerin tercih edilmesini gerektirir. Aşağıda bir örnek çölyak diyeti verilmiştir:
Kahvaltı:
Glüten içermeyen yulaf ezmesi, badem sütü, taze meyve ve ceviz ile yapılmış bir smoothie
Tam buğday ekmeği yerine glüten içermeyen ekmek, hindi füme, domates ve avokado ile yapılmış bir sandviç
Yoğurt, taze meyve ve glüten içermeyen granola ile yapılmış bir kase müsli
Ara Öğün:
Havuç, salatalık ve humus
Tam fındık, badem veya fıstık
Öğle:
Glüten içermeyen pirinç veya mısır makarnası, ızgara tavuk, fırınlanmış sebzeler ve zeytinyağı ile yapılmış bir salata
Glüten içermeyen ekmek ile yapılmış ton balıklı bir sandviç
Glüten içermeyen mısır tortillası, çırpılmış peynir, salsa ve kırmızı biber ile yapılmış bir taco
Ara Öğün:
Glüten içermeyen çıtır pirinç keki veya pirinç krakerleri
Akşam Yemeği:
Izgara somon, buğday değil pirinç pilavı, fırınlanmış sebzeler ve zeytinyağı ile yapılmış bir salata
Fırında tavuk göğsü, glüten içermeyen patates püresi ve fırınlanmış sebzeler
Glüten içermeyen mısır unu ile yapılmış pizza
Ara Öğün:
Taze meyve veya glüten içermeyen kurabiyeler
Çölyak hastaları için diyetler kişiye özel hazırlanmalıdır ve tamamen glüten içermeyen bir diyet uygulanmalıdır. Bu örnek diyet, sadece genel bir fikir vermek için verilmiştir. Bir diyetisyen veya doktorla çalışmak, doğru diyet planını belirlemek için en iyi yoldur.
Çölyak İçin Hangi Doktor
Çölyak hastaları, genellikle gastroenteroloji uzmanları tarafından takip edilir. Bu nedenle, çölyak hastalığı şüphesi olan veya teşhisi konulmuş kişilerin öncelikle bir gastroenteroloji uzmanına başvurması önerilir. Ayrıca, diyetisyenler de çölyak hastalarına özel beslenme programları konusunda yardımcı olabilirler.
Glütensiz bir yaşam tarzını benimsemek, bize yeni lezzetler, sağlıklı alternatifler ve kendi bedenimize olan daha derin bir bağlantı sunuyor.
Çölyak hastalığı, kadınların sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olsa da bu durum bizi yıldırmamalı veya umutsuzluğa sürüklememeli. Tam tersine, bu zorluğun üstesinden gelmek için içimizdeki gücü keşfetmeli ve kendimize olan inancımızı güçlendirmeliyiz. Kadınların doğası gereği güçlü ve dirençli olduğunu unutmamalıyız. Bu hastalıkla yaşarken, kendi sağlığımızı önemsemek ve gereken adımları atmak için cesur olmalıyız.
Çölyak hastalığına sahip olmak, biz kadınların güçlülüğünü ve direncini bir kez daha kanıtlamamızı sağlar. Unutmayalım ki, çölyak sadece bir parçamız, ama biz kadınlar tüm güzellikleriyle bütün bir tabloyuz. Glütensiz bir yaşamda sağlık, mutluluk ve kendi benliğimizi keşfetme yolculuğunda kendimiz için en iyi seçimi yapıp birbirimize destek olalım.
Comments